16 Aralık 2010 Perşembe

yine bıraktım
























yol vardı bir tane, kendimce çizmiştim ya da çizikti ben adımlayarak daha da değerli kılmak etmek istedim onu, benim yolum olsun dedim.

hayat hep yol, her yer de yollar... yürü ya da yürüme sahiplen ya da tanıma ama var işte orada


yürüyecektim. ilk kez hırslanmıştım ,ilk kez istemiştim.

adam olma hayali, kendin olma çabası, işe yarama arzusu...

yolu tutmuştum. adımlarım başta o kadar sert, gerçek, sağlam...
bazı iklim şartlarını düşünmemiştim, düşündüklerim konusunda da hazırlığım tam değilmiş yoldayken anladım.
sonra ıslandım biraz, biraz gözyaşı biraz ani iklimsel olaylar.
yine de yürüdüm. tuttuğum yolun benim olduğuna inanarak, o yolun yolcusuyum ben diyerek, o yolun doğru olduğuna güvenerek ve daha çok o yol benim için diyerek

ama bazen olmuyor işte ya da insan olmadığını sanıyor...

hırsım ; yüzüm ve üzerim ıslandıkca azaldı. isteklerim konusunda kaygım ,şüphelerim olmaya başladı...
ellerime baktım, cebimde biriktirdiklerime
boşlukları adımlarla doldururum dedim. olmadı
ya ağır adım attığım için fazla vakit geçirdim hiç olmayacak yerinde yolun ya da yüküm ağır geldi ve ya zaten yol bana ani bir yokuş çıkardı, tırmanmak zor geldi...

birden elimdeki tuttuğum bir istek urganını saldım.
ellerimden kaydı. ama diyordum şu yokuşu çıkarsam gene ele geçiririm.
ama olmadı yokuş çıkıldı bir kaç eksikle ben gene yoldaydım. ama bıraktığım ipi unutmuşum şimdi anladım.

sonra gene yoldayım. kendime dert arama, gerekli gereksiz gerçek ya da yalan şeylerin ardına sığındım ne zaman düşsem ne zaman yolda geride kalsam ya da ne zaman yolun benim için uygun olmadığını düşünsem...


yaz oldu yapılacaklar listesinde olan herşey silindi bazı hayat oyunlar sebebiyle. yürüyüşümde duraklar oldu. ya da ben üşendim iki işi yapmaya

sonbahar geldi. iyi olucaktı. alışkındım yağmurlara , çamura . ama değilmiş gene yolda ayağım kaydı. düştüm, yoruldum ya da bıktım.

kış geldi kar kendini yavaş yavaş gösteriyor.
yolun bazılarına göre sonunda bazılarına göre ortasındayım. kimisi bu yolun bitimin aslında daha iyi bir yolun habercisi olduğunu söylüyor kimi bu yolları bırakmamı

sonra kendime bakıyorum yavaş adımlarla yürürken cebimden çıkardığım aynadan.
üzeri az tozlu, siliyorum. gördüğüm yüz ilk yola çıkarken ki hırslı istekli kız değil.

sonra tıyorum aynayı yere. kırılıyor, dağılıyor. eskiyen ayakkabımla üzerine basıyorum ayna parçalarının, sanıyorum ki korur beni ayakkabı. olmuyor.

kanıyorum.

kanayınca , canım acıyor. cebime elimi atıyorum. yolculuk sırasında kalmış son bezlere yara bantlarına ulaşmaya çalışıyorum. onları bulayım derken hırs , istek, çabalama kelimeleri de dökülüyor cebimden yolun ortasına. azcık kalmışlar...

ayakkabımı çıkarıp yaralarımı sarmaya çalışırken azcık kalan şeyleri toplayıp toplamamayı düşünüyorum.
sonra bir yanda aslında hala tuttuğum urganlardan birini daha bırakıyorum.

yani anlayacağınız yolun bilinmeyen bir yerindeyim. ve şimdi tam bu vakitte ben ne varsa yolculuğa çıkarken bırakıyorum
parmaklarımın arasına takılıyor bazı parçalar...
ben umursamazca
uzanıyorum yolun ortasına, bir elimde bırakmaya çalıştığım urganlar
bir yanımda cebimden ortaya saçılan istek, hırs,çabalama tozları...

ya yok olucak her şey ya yol bitecek ya da o yoldan bu kadar yürümüşken dönülecek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder