21 Eylül 2013 Cumartesi

!

kötü gibi de bazen insanın içine bir cümle oturuyor
sonra kurt oluyor içini yiyor

sonra aklına bi adam oturuyor
öküz  oluyor içinden cıkmıyor

sonra sonra insanın kalbine yaşayamadıkları esiyor
savruluyor

ortada bı yerde bakıyor sonra insan kendine
bir başkası olmalı bu der gibı bakıyor

13 Eylül 2013 Cuma

yok

yavaş yavaş sessizce aranızdan silinip gitmek istiyorum, zaten silik olan varlığımdan daha da uzağa düşmek...

çokca yalnızım şimdilerde. tutunduğum yalanlar, günahlar da canımı sıkıyor. yetmiyor.

yavaş yavaş, fark edilmeden yok olmak dileğim.
 içinizde, sizin çokca ağırlığınızı taşıyan ama sizsiz bir insan olmaktan yorulmuşluğumla uzaklaşmak istiyorum aranızdan.

yoklukla yok olmak arasındayım.

7 Eylül 2013 Cumartesi

en çok gitmek isteyenin olduğu yere kök salması

hep bir gideceğim buralardan lafı döner benim ağzımdan.
daha ergenlikten ezberlenmiş bir isyan sözü.
bazen korkutma amaclı sevdikleri, çokca bir istek bir kurtulma çabası.

talihin elinde oyuncak oluşumu şehir, mekan değiştirerek gerçekleştireceğimi düşünen bir salak.

kendimi uzaktan gözlemlediğimde yaşamayı bilmediğim apacık meydanda oluyor. bazen gülüyor çokca üzülüyorum

dermansız yaralarım da yok gibi aslında ama niğyeyse bir ağır kanamalı hasta durumuna devam ediyorum, sıyrılamıyorum.

bile bile ladesler, çekilecek çileler, düşülecek kuyular...


buradan hep gitmeye kalktım, bi,r sürü başarısızlıkla sonuçlanan eylemlerde bulundum. hep döndüm yuvama bazen bir adım bile ileri atamadan hem de.
şimdi 7 yıldır atanmaya bekleyen arkadaşım veda ediyor şehre, yine  seni sıksalar ben damlarım diyebileceğim yakınlıkta ve benzerlikte bir adam da şehri terk etti gitti.

herkes gidiyor demeyeceğim tabiki, kalanlar da memnun ki dopdolu şehir.
ama bu üç kişiden en ben buralrı seviyorum diyen bile çıkıyor şimdi şehrin sınırlarından.
ben ise hevesini çoktan yitirmiş bir gözü uzaklarda insan...

uzaklar hep güzel geldi bana, uzaklar hep yaşanası.
aç kalayım ama uzak olayım kendi toprağıma istedim.
gitme denemelerindeki her başarısızlığım bir adım daha atma isteği uyandırdı bende ta ki bu seneye kadar.
şimdi iyice dalıyorum bu şehrin sokaklarına,
daha bir batıyorum içine ailemin, evimin, iş yerinin.
böyle böyle kök salacağım.
gitmek isterken en çok, yerimde sayacağım günleri,
sona kaç kaldı ki şunun şurasında diyeceğim gibi...

4 Eylül 2013 Çarşamba

benim bir kedim var baya bir hayırsız

başlığa bakmayın, belki de hayırsız olan benim. geçen hafta her akşam iş çıkışı eve dönmedim onun yerine o bar senin bu restaurant benim gezeyim dedim. bir gece gene eve baya alkollü geldim, elimde bir dilim peynir bahcede bakınıyorum karya karya diye, ki kedinin adı karya oldu bu arada, kedi yok. 2 gün ağladım bir kediye sahip çıkamadım diye. baya üzüldüm, bir daha bir şeye daha bağlanmayacağım isyanı yaptım.lakin acıkıp susayınca dönen kediye gene aynı bağlılıkla bakmaya devam ettim.

ben hep böyleydim, hep bir han.
dönebilirsiniz, o yüzdendir ki eski sevgililerimle onlar bir sevgili buluncaya kadar , onlar istediği sürece görüşürüm. kendime kıza kıza ama onlara bir ses çıkarmadan.
bu huyumdan vazgecebılmek ıcın nelerımı vermezdım.


gecen gün birine "seni özledim" dedim, bana ""saol" diye cevap verdi.
ne kadar itici , ne kadar değersiz bir tavır.
bense buna hiç bir tepki de bulunmadım.
kendimi bu kadar çöpleştirmemin sorumlusunu arıyorum, bulamıyorum.
canım çok sıkkın.
bir kedim var, hayırsız diyorum ya aslında hayırsız olan benim.
hayır kelimesi bile hazinemde yok.