17 Mart 2012 Cumartesi



yoruldum
en çok insanlar yordu beni. varlıkları, ağırlıkları, sevgileri, sevmemeleri, ihanetleri, susmaları, konuşmaları, laf sokmaları , öpücükle dillerini ağzımdan çıkarmalar...

hepsi bir yorulma sebebi. ne kadar tiksinilecek şey varsa yaşadım ya da yaşattım. en çokta kendime yakışmayanları seçtim yaşanılacak eylemler içinden. her şeyi ben hak ettim aslında. hayatın toplamı tercihler, seçimler üzerineyse evet hatalı yere oyumu attım.

kendimi kırk su içinde yıkamak istiyorum. üzerimde ne varsa atmak. kendi derimden , beynimden, kalbimden uzaklaşmak...

hepsini ben hak ettim.

insan bazen deli gücüyle ne yükler taşıyabiliyor, yükleri yerine bırakınca anlıyor," oha hepsini ben mi taşıdım" diyor küfürle karışık. maddi yükler bir şekilde ince bilekli de olsanız , kaslı etli de olsanız taşınıyor. yorulmalarınız bir türk kahvesi, iki bacak uzatma süresiyle ya da bir kaç saatlik uykuyla hallediliyor.

ama asıl olay, insani ağırlıkları taşıma gücünde. deli de olsanız, akıllı da gücünüz bir yere kadar işte.

aynaya baktığım kadın haykırıyor şimdi; "ee yeter ama" diye. sesini duymamak için kulaklarımı kapamaya çalıştığımda ellerimin kesikliğini fark ediyorum.

kanım elime bulaşmış, üzerime sürdüğüm an daha bir ağır geliyor işte.
yoruldum diyorum. kendi kendime mırıldanıyorum hep. en çok ben ve insanlar yordu beni. en çok ben ağır geldim kendime, sonra sen, biz, o , onlar...

şimdi taşıyasım yok, bıraktım gitti insanlar kısmını. kendimi ise bir bekleme odasına alasım var. bir kaç saatlik uykuya dalmalı. uykuda yoruldum diye sayıklamamak dileğiyle...