23 Mayıs 2011 Pazartesi

gülelim istedim




niyeyse annem geldi aklıma

15 Mayıs 2011 Pazar

eski sevgiliye içsel mektup




hey eski sevgili
sana laflar hazırladım ve inan sen cidden ...
yazmam yazmam diyordum ama tutamıyor insan işte, aha böyle kusuyor.
şimdi içimdekileri nerene çıkaracağımı bilemeyerek başlıyorum söze.

gittin,
aslında hiç şaşırtmadın.
sesindeki rahatsız, tedirgin, ben şimdi ne diyeceğim hissini daha ilk alo da almıştım .
bana kendini bu kadar tanıtmışsın işte.
lan ne diyeceksen söylesene, madem ürküyorsun dediklerinden ne söylemeye kalkıyorsun. adam ol yahu. neyse istediğin , derdin söyle.

komiksin, senin şimdi sana üzüleceğin bir şey söyleyeceğim diyerek başladığın ama tamamlayamadığın cümleyi ben ne kadar kolay tamamladım, gördün. ama komiksin cümlenin noktasını bile koyamayan komik bir adamsın.

hiç eğlenceli değildin ama bu sefer cidden eğlendirdin.

durup durup birden canlanışın, dost yüzlü gözüküp bir yerini avuçlamaya çalışan bir adam olarak sürekli hayatımın içine soktuğum içinse bende bir salağım , ki sen bunu biliyorsun.
affedici, anaç tavrımı kesip atamadım. sense bu boşluğu hep kullandın, bu bakımdan zekiydin .

üzülme tamam mı dedin.
üzüldüm evet ama gidişin değildi canımı sıkan.
ben gideceğini bile bile kabul ediyordum seni evime.
biliyordum senin kolayı seçeceğini...
daha önce defalarca yapmıştın bunu. kedi bakışını takıp gelmiştin. ya arkadaştık ya dost ya sevgili. ömrümün 7 yılında kurtulamadığım, kurtuldum sanıp gene sahiplendiğim bir varlık...


keşke hiç tanımamışım diyebilseydim seni.
keske ah hiç bunu beklemezdim diyebilseydim. ama hep beklendik şeyler yaparak ne kadar klasik bir adam olduğunu daha kanıtlıyorsun bana.bense ders almayı bilemeyen bir saf olduğumu anlıyorum senle yaşadıkça.

seviyorum demekle sevilmediğini gösterdin bu bakımdan da teşekkür etmeliyim sana.

telefonu kapatırken kendine iyi bak dedin. ki bilirsin nefret ederim böyle durumlarda bu sözden. ya da aq harbiden sen beni tanımamışsın bunu söylediğine göre, yuh aq.

öyle ürkek bir kendine iyi bak'ı ağzından çıkarıp ne oldu şimdi?

kalsaydın madem bu kadar iyi olmamı istiyorsan
kalıp sen baksaydın bana iyi, götün yemedi değil mi?

ah penisle adam olunsaydı sözünü çıkarıyorum ağzımdan ama karşımda bir adam bulamıyorum.

haklı olduğun yerlerin var. ama benim haklı olmuş olmamın canını sıktığını görüyorum gözlerinde.

eski sevgiliye sözler hazırlamak
eski sevgiliden dost olmaya çalışmak
eski sevgili
gibi tanımlar arasında gülerek gezinirken bu mektubu yazacağımda aklıma gelmemişti. bana bunu da yaptırdın ya, valla ne diyim, bilemedim bir şey.

yalnız eski sevgili sen cidden ürkek bir götmüşsün. bu böyle yalnız bırakılan bir kadın cümlesi değil inan. ben değil herkes bunu düşünüyor. götsün adamım, sazının uzun sapı sana girsin. bence en büyük keyfi böyle alırsın hayattan.

"kendıne iyi bak" sözüne kardeş bir "teşekkür" dudaklarda şimdi.

ben sahiplenmek istemiyorum.
isteyen istediği yerine alsın, kullansın.
kendime de iyi bakmıyacağım ayrıca.
kendine iyi bakmayı seçenler mutlu olsun.

7 Mayıs 2011 Cumartesi

hamur

keske yalnız benım ıcın sevse benı

benden de bı bok olmaz
kadın ınsan adam bır baltaya sap
ureten calısan dusunen...
bıt pıre ekmek un
hamur
bısı olmaz benden
oysakı hamur kadar kabarıp cogalan bır kadın olmaktı dılegım
dıleklerı dılemeyı unuttum
gecmıste kaldı bu eylemlerım
ben sımdılerdeyım


hiç bir şeyim yok akıp giden sokaktan başka
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

sevebilme ihtimallerimiz üzerine kafa yormayalı zaman olmuş sanki.

değişime uğramış kalbimiz mesela, organlarımız da büyüyor bizim gibi. ama içleri başka şeylerle o kadar dolu ki, arada içine almaları gereken şeyleri kabul edemiyorlar.


kalbim sürekli kan pompalıyor. unuttu bir çok şeyi.
keşke beynimde unutsa, anılar filan yakılıp yıkılsa...

yıkıldım, düştüm dediğimizde sesimizi duyanın olmayışına bile alışıp kendi düştüğümüz yerden kalkan bizlerin yaralı elleri sadece yara almak için var olmasa güzel olur muydu ki?

bir şeye değer vermek, bir şeyi sevmek...

adam kadın değil sevilmesi gereken
hayat mesela
bir sokak adı bir çiçek kokusu
alınan kekin tadı, içilen çayın demi...
bunları sevmek bile zor gelince yiten nedir diye düşünmeli mi insan? beyni bunun içinde yorulmalı mı?

sorulara verilecek cevabın olmayışı ya da olup işe gelmeyişi üzerine yorumlar kusmak mideyi mi boşaltır beyni mi?

en iyisi susup bahar geldiği için çiçeği sevmeli