9 Ocak 2010 Cumartesi

hayal bu ya

sevdiği bir manzarayı izliyordu adam.
kulağındaki melodiyi içine emiyordu.
evin içinde yumuşacık sesli, tenli, sıcacık gülen bir kadın beliriyordu sonra. hatta cama yansıyordu kımıldayan bedeni.

sarılacakken adama, dönüp bakıyordu onun yüzüne şaşkınlıkla adam.

gece mavisi body var üzerinde kadının.

masa hazırlamış adama. onu söylüyor.
adam ise " bu saatte yenir mi?" diyor.

gülüyor.
gülüşüne kanıyor kadının adam .
ne güzel konuşuyor.dolu dolu...

bilerek mi yapmış ne?
planlıymış bir şeyler sanki....

hep sevdiği şarkılar odayı dolduruyor adamın , kadın sesinin yanında.

susmayı seçiyor adam.anı yaşıyor.
niye acep?

amacı özel kılmakmış gecesi.
bakmış adam bu ara yorgun bıkkın, biraz sıkılmış bir halde.
düşüncelerle dolu beynine bir teneffüs vermek istemiş .

şarkıları, yemeği, kıyafetlerini hep duyularını mutlu kılıcı olarak seçmiş.

yemeğe başlıyorlar ikisi de .

yemekten zevk almış gibi yüzü gülüyor adamın.ayrıca şaşkın.
"bu kadar mı olur yahu "diyor gibi yüzü.

her şey ne kadar da hoşuna gitti.

....
bitiyor yemek.
kadın,
eline sevdiği içkiden veriyor adama, camdan o manzarayı izlerken kendisi masayı topluyor.

birinin onun için koşuşturmasını izlemeyeli çok mu olmuş ne? kadını şaşkın ama bir yandan hayran hayran izliyor.

uyku çöküyor gibi adamın gözlerine,
elindeki içkiyi bırakıyor. camdan şehrin manzarasına bakmaya devam ediyor. arada cama yansıyan kadını izliyor, ona bakınca gelen uyku siliniyor gözünden.

gece mavisi bodysi ne de yakışmış sıcak güzel kadına.
arkasından gelse, adam izlerken camdan şehri bir şeyler fısıldasa kulağına ...
o an aşık olucak gibi adam.

gece ne güzel çökmüş şehre, odanın loş ışığı ne de canlı kılıyor adam ile kadını.
adam şehri, kadının hayalini kurarken birinin salınarak yanına geldiğini anladığında,dönüp bakıyor arkasına.
gülümsüyor kadın. biliyor mutlu oldu erkek.
yaptığı planlar işe yaramış.

sarılıyor sonra adama.
sanki ilk defa sarılır gibi, ne kadar da heyecanlı.
titriyor mu ne?
kolay mı sarılırken titremek?
diyecek bir şey olmalı?

sonra kadın bozuyor sessizliği bir şeyler söylüyor.

geceden dolayı mı yoksa adamın mutluluğundan mı bilinmez kadının sesi melodik geliyor kulağa...

şaşkınlıkla, heyecanla dinliyor erkek onu.

titreyen ellerini tutmak istiyor adam.
bir eli tutmak ne kadar da anlamlı.
bunu düşünmüyordu oysaki. bir elde anlam aramayalı uzun mu olmuş ne?

çekiyor adamı küçük adımlarla ilerletiyor. şehrin manzarasını gören camın karşısındaki koltuğa.
oturuyorlar.
ne kadar da rahat.
uyusam burda, kızar mı ki ?diyor içinden adam.

masal gibiydi gece.
küçük çocuk yüreği dinlenmeli sanki adamın

ak yumuşak teni gene yakınında.
dizine çekiyor başını adamın .
bir dizde yatmak filmlerde olmaz mıydı?

dizinde başı adamın , uzatıyor bedenini...

manzara değişti.
şimdi gece gözlü bir kadının dizinde erkek.
manzarası gece kirpikler...

fısıldıyor bir şeyler.
ama aklında bir sürü soru adamın.
kadın kim?

bu heyecan niye?

kadın kimliksiz, sıfatı ise aşık.

bir anlık heyecanı için burada.
sırf adam mutlu olsun, o da bir gece yaşayabilsin diye işte bu oda da....

ak teni, siyah kirpikleri, alnına dökülen saçları...
birine benziyor ama hala tanıyamadı adam.
eskilerden biri mi?

"yok sanmam" diyor.
hiç biri böyle kokmuyordu.

yumulan gözlerine dokunduruyor parmağını kadın.

uyuyor musun?

gülümsüyor adam. .
cevap bu değildi sanki, ama ne önemi var.
gülümsemesi anlamlı geliyor kadına,hoşuna gidiyor.

"seni seviyorum ben" diyor.
bunu duyuyor adam.
iyi de buna ne gerek vardı ki şimdi?

sevdği bir şarkı kulağına ilişiyor.

keman mı çalan?
manzaraya bakan kadının bakışlarını izlemeye çalışıyor.

tam ağzı açacakken adam bakıyor kadın.
"sus, bak ne güzel gece "diyor.

"seversin sen, şehrin üzerine inen geceden kalanı izlemeyi".

gün mü doğuyor ne?
tan kırmızı kadının dudağı mı gökyüzü mü?

manzaraya bakan iki insan bir koltukta.
kim o bilmiyor hala adam.
bilmek çokta önemli değil gibi sanki.

nasıl da izliyor sabahın oluşunu, gecenin tükenmesini, günün merhabasını...

kırmızılık yüzüne renkler bırakıyor kadının.
her sabah bu kadar güzel olur mu ki? sorusu geçiyor içinden.

her sabah bu kadar güzel olur musun sen? diyor. bunu dediğine bile inanamazken.

bakıyor adama, gözleri ne de büyük.
kalbimle beraber alır mı ki bedenimi o gözlerin içine? diyor adam

"bilmem" diyor, yanakları kızararak.
"ben biliyorum "diyor."güzelsin sen, gecemiz gibi. hatta bu güne merhaba diyen şehir gibi..."

günün ilk kırmızısına yaklaşıyor kadının.
çalan şarkıları bile duymuyor kulağı adamın. uzun süredir atmaz mıydı bu kalp bu kadar heyecanlı?

doğruymuş hiç tanınmayan bir tene yaklaşmak ilk defa feci heyecanlıymış.

gözleri yumulu, kırmızılığı buluyor dudaklarında, aynı güneşin şehri gece siyahından ayırıp bulduğu gibi...

gözünü açıyor sonra adam.
dün gece kurduğu saati çalıyor.
peki kadın nerede?

hayal bu ya.... gelir belki gene.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder