8 Ocak 2010 Cuma

(deneme)

bir geceydi sanırım karşıma çıkmıştı, sarhoştu. gözlerinin içine kimseyi sokmuyordu, belliydi. hiç sarhoş gibi değildi bakışı çünkü. yorgundu, yorulmuştu, yormuşlardı onu.

bankta oturuyordum. yanıma yaklaşıp oturmak istediğini söyledi eğer benim için sorun olmazsa.
niyeyse hiç korkmadım? " tabiki "dedim. denize bakmaya devam ettim sonra.

sadece karşıya bakıyordum, elimdeki çantamdan çıkardım sonra oraya gelirken aldığım şarabı. bir ara yanıma baktım. orada sessizce izliyordu denizi, tıpkı benim gibi.

şarabı açmaya çalışırken döndü bana,
" yardım ister misiniz" dedi gülümseyerek. gülerken dudakları iki yana açılıyordu, gamzeleri ben buradayım diyordu o an sanki dile gelip. gamzelere dalan benim elimden aldı şişeyi.

nasıl yaptı bilmiyorum? bir anda açtı ve uzattı, oysaki ben hala gamzelerindeyim onun. tanımadığım bir sarhoşun gamzesine takılacak kadar aç olduğuma kızıyor, sövmeye başlıyorum sonra.

sonra başlıyorum içmeye, o hala yanımda sesini çıkarmıyor hiç. nasıl sarhoş bu, biraz önce sendeleyerek yanıma gelen o değil miydi?

tutamıyorum kendimi, bakıyorum elindeki içki şişesini bankın yanına bırakıyor, atlıyorum hemen.

" şarap içer misiniz?"

şaşırıyor, " olur mu ki?" diyor.

canım boş içki şişenize döksem içebilirsiniz değil mi? diyorum .

"ne kadar yaratıcısınız "diyor gülümseyerek. bak gene gamzeleri karşımda.

şaraptan döküyorum şişesine.
içiyoruz.
sanırım içki vermem onu rahatlatıyor başlıyor konuşmaya.
"deli misiniz siz ? "diyor birden.
"evet , deliyim de ne oldu ? " diyorum.

"bu saatte bir bankta, benle oturmanız, içkinizi paylaşmanız normal insan davranışı değil çünkü" diyor.
susuyorum.
susuyor.

"sevgilimden ayrıldım ben, uzun süre oldu. ama hala onu özlüyorum sanki. sürekli burada buluşurduk, hatta fenerin orda kayalıklarda içerdik. güzel dudakları vardı. şişeyi onun dudaklarında görmek içki içmekten daha çok sarhoş ederdi beni. sonra bir şey oldu, orasını unuttum. ve bitti. hayal gibi yok oldu.
sebebini unuttuğum için her gece geliyorum ben buraya.
fenerin orada geziniyorum, kayalıklara bakıyorum. sonra sabah oluyor. anlıyorum ki gecenin suçu yok muş ayrılmamız da. "diyor.

donup kalıyorum. yudumluıyoruz içkilerimizden.
"size niye anlattığımı mı düşünüyorsunuz?" diyor. " hayır "diyorum.

"ben de sevgilimden ayrıldım, uzun süre oldu. onunla bu bankta içki içerdik. hatta dediğiniz fenere giderdik. kayalıklarda üşüdüğümüz olurdu ama ellerimizi bırakmazdık. sonra bir gün bir şey oldu, orasını unuttum. ve bitti. hayal gibi yok oldu. "

deli misiniz? diyorsunuz ya, evet deliyim. hem de kendimle konuşacak kadar.

nasıl yani? diyor. yorgun gözlerini kocaman acarak." benle konuşmuyor musunuz siz?"
" bilmem, ikimizin de eski aşkını araması aynı yerde çok ilginç gelmiyor mu size ? "diyorum.

o an birden her şey değişiyor.
elimde şarap şişem, banktayım. denize bakıyorum dik dik.
sonra tanıdık bir ses duyuyorum fenerin orada.kayaların orda el ele biriyle.
ben ilk tanıştığımız bankta otururken yine, o içine hapsolduğum gamzelerini bir başkasına sunarken, ben kendimle konuşan bir deli oluyorum.

1 yorum: