7 Ocak 2010 Perşembe

ağlaşmak, içki, yalnızlık, boşluk...



o mahur beste çalar müjganla( kirpik ) ben ağlaşırız...

son günlerde bir bakıyorum , tüm melodilerin içinde ne bir cümlesine tutunup kalacağım anımsayacağım bir anım var ne de bir sözü paylaşacak dostum. herkes kendi derdindeyken ilgi istemek ne saçma.

bir yanım kocaman muhtaç işte. ilgiye aç bir kalp sanki bedenim, sadece ondan oluşuyor.
müziğe aşık ben , gene veriyorum kendimi tanınmadık melodilere, bazense eski şarkılardaki başkalarının hayalini, yaşanmışlığını kendime dert ediniyorum.

şimdi tüm bunların yukarıdaki şarkıyla alakası ne derseniz işte oraya gelicem bu tüm bu muhtaclıgımı dedikten sonra .

dostlar vardı, bir araya gelen insanlar, paylaşımlar bitmeyen sohbetler...
sonra büyüdük. ya da büyüyen beyinlerimiz, bedenlerimiz , işlerimiz görevlerimiz oldu.
sandık ki kalplerimiz herşeyi alabilir içine yeni tanıdıklarımızı, eski dostlarımızı. sığar sandık herşey içine sığmadı.
önce dostlar azaldı, görüşmeler azaldı. kısa süre de çok şey konuşma derdi kapladı. sonra konuşulacak konular azaldı. ve sonra bir baktık bir mahur beste çaldı ağlaşanlar ise ben, göz , kirpik, kalp...

şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız ...

hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı ...

bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra ...

simsiyah bir teselli olur belki kalanlara ...

o mahur beste çalar, müjganla ben ağlaşırız

yoruluyor insan, hep biri olsun istiyor yanında.
ilk okula giderken aynı mahallenin yaşıt kızı oluyor, okul yolu paylaşılan
sonra kaç yıllık arkadaşınız yerini alıyor lisede beli kıvrılmış etekle kıkırdayarak yolda yürürken,
üniversite oluyor önce yurt arkadaşı, sonra kanka sanılan insanlar.
hep yürürken yanınızda, sınav zamanı sabahlamalarınızda,gece eğlencesinde içkinizin yarısında...

sonra birden ışık mı yanıyor sönüyor bir bilmem kimse kalmıyor. kalan sizse alışkın yanınızda yürüyen birine. sonra karşı bir cinse ihtiyaç duyuyorsunuz. cinsellik pekte umrunuzda değil aslında. biri olsun yanınızda, yürüsün, desteklesin. ama olmuyor, hiç bir şey sizin hayaliniz , istediğiniz gibi değil işte.

sonra şarkılara veriyorsunuz kendinizi, olmayan dertlerinize yanıyor, yaşanmamış aşklara ağlıyor,olmayacak hayallere dalıyorsunuz.

bazen bir mahur beste çalıyor, müjgan gelse de ağlasak diyorsunuz.
müjgansa hiç hayatınızda olmamış onu şarkı bitince , sonra anlıyorsunuz.
ve şarkıdaki söz geliyor aklınıza ;

bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra
sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder