25 Ocak 2010 Pazartesi

duvarlarım, ben, o ...

yıkılmayan duvalarım var sanki.
yok işte yıkılmıyorlar, kimle beraber ördüm? ne ara var oldular? çözemiyorum . ama şuan yıkılmayacak kadar büyük, sağlam bir duvarın etrafında gezinenlere bakıyorum, göremiyorum, görüyorum, ulaşamıyorum...
canım acıyor, acıtırıyorum.
yara bandı yok,
turnike yok,
tek duvarlar var. duvarlar boyasız, badanasız, sağlam, sert...

ağlamak istiyorum bugün, böyle sesim kısılsa, sussam, lal olsam; olmuyor.

duvarlarım var yıkılası ama yıkmak için güç var mı ? olmalı mı? bilmiyorum.
değer misin çabalamaya? uğraşmalımıyım? sevgim işe yarar mı derken durdu kafam.
çalışmıyor.
tek istediğim kafamı duvarlarıma vura vura ağlamak.

şarkıda da dediği gibi;
ben o duvalara çarpa çarpa nasır tuttum
ağlaya ağlaya yosun tuttum ...

yosun tutmak ne ola ki?

bulunduğum yerden kaçmakisterken köklerimi saldığımı anladım sanki şimdi, şuan.
o an nefret ettim kendimden, duvarlarımdan.

yumruklasam, ellerim işe yarar mı?
yıkar mıyım duvarlarımı?

gördüklerime dokunabilir miyim?
mutlu olmak, sevilmek, sevmek isteyen ben nerdeyim?
neden bu duvarlar var hala?

kendimden tiksiniyorum.
kafamı vura vura bağıra bağıra, inleyerekj belki de ya duvarlarımı ya da kendimi yok etmek istiyorum.

derin bir nefes alır gibi batıyoruz
yükümüz ağır
yeni bir söz söylemek için
ölmek mi gerekir
hadi bir cesaret
sende taşın altına koy elini
inadına inadına
sevişmeli bağır çağır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder