31 Mayıs 2013 Cuma

benim bir annem var


günlerdir bu cümle dilimde . "benim bir annem var" zten sıkıntı da bu. sadece bir tane, tek, yitirildiği an can yakacak bir eksikliğin ta kendisi anne.

günlerdir hastalığı sebebiyle  hastane köşesinde, bizden uzakta, sadece telefon üzerinden nasılsınlar iyiyimlerle  haberleşebildiğimiz bir annem var benim.

annemin yanında, hastane de 4 gün geçirdim. 4 gün toplasak 10 saat uyumadım. ama keşke hiç uyumasaydım.
insan bir saniyeyi boş geçirmek istemiyor.
daha fazla görmek istiyor onu, daha fazla hafızaya almak.


sabaha karşı o uyurken düşünüyorum.
düşüncelerim utandırıyor beni.
utanmaz bir evlad olduğum aklıma geliyor.
son bir kaç aydır, işsizlik, iyi gitmeyen ilişkiler, giden adamlar, kendi içsel sağlık sorunlarım, beden olarak yıpranışım, kendimle- arkadaşlarımla savaşım falan filan...
bunlara o kadar çok odaklanmış o kadar kör olmuşum ki, annemi öylece yalnızlığın içine atıvermişim.

dün bir komşumuz annemin evdeyken yaşadığı bir olayı anlattığına şaşırıp kaldım. benim niye haberim yoktu bu olandan? ben neredeydim, anlatmak istedi de ben mi dinlememiştim yoksa?
işte bu en fenası.

hep birileriyle aramda köprüler oluşturmaya çalıştım, olmayınca acı çektim, köprünün iplerini salan insanların ardından ağladım...

şimdi bakıyorum da hayatımdaki asıl köprü ailemmiş.
bir tek onların ayaklarının güçlü olması lazımmış.
keşke anne hasreti,  kaybetme korkusu olmadan bunu anlasaymışım.
umarım çok geç değildir bir şeyler için.

benim bir annem var, hayal kurmayı sevmem ben derken, yalnızlıktan, hastane kokusundan bunalarak şimdilerde hayaller kuran, telefondan bize onları sırasıyla heyecanla anlatan bir annem var hem de.

canımın acısını bir tek ben biliyorum ama maalesef onun çektiği acının yakınından bile geçemiyorum.

1 yorum:

  1. bütün genellemeler yanlış olmakla birlikte
    aile insanın kalesidir özünde
    ki en büyük korkum içlerinden birini yitirmek kendi adıma
    en kısa sürede sağlığına kavuşması dileğimle
    geçmiş olsun ve hızla ve çabucak.

    YanıtlaSil