16 Nisan 2013 Salı

beceremedik





tanrıyı güldürdüm gene, planlar yaptım. bazılarını gerçekleştirdim ama sonra birden sürüklendim.

   şimdi ne oldu senin istanbul işi diye soranlara cevap niteliğinde kısa bir açıklama yapacağım.

istanbul' da oradan oraya koşuşturarak bazen, bazen kalabalığa karışarak bazen kendimi onlardan olmadığımı belli ederek bir aya yakın bir vakit iş aradım.

şişli fulya'da  bir call center firmasında iş buldum. iş bulduğum gün halamın "seni bir gün daha evde tutamam, kendine bir ev bulmalısın" cümlesini duydum. zaten onlarda kalmayacaktım ama iş bulduğum gün bunu duymak biraz sıkıntıya soktu beni. onunda kendine göre haklı sebepleri vardı, bir lafım yok.


sonrasında ortak arkadaşlar sayesinde adaş bir tatlı hatunla görüştüm. bahçelievlerde çok güzel bir ev tutmuştu bende onun ev arkadaşı olacaktım. onun kendine ait eşyaları vardı benimse sadece bir bavul kıyafet...

"yeni bir hayata eksiklerle başlanılmaz!"

bazı adamlar, dostlar, dost olabilecek insanlar tanıyordum hemen o an yanımda olmak isteyen. saolsunlar,  bu konuda haklarını ödeyemem. eşya verebileceğini söyleyen mi istersin, maddi olarak yardım teklif eden mi?
ama dedim ya yeni hayatıma borçlarla, başkasına ait bir yatağın ucuna ilişilerek başlanışmaz. belki de gurur yaptım belki de daha en baştan, dipten, borçla hayata başlamak istemedim. dedim "ailem yanımdadır, gideyim evime her şeyi yoluna sokayım."

yorucu bir yolculuk, uykusuzluk, şaşkınlık, şimdi ne olacaklar...

eve geldiğim gün  iş yerine sigorta yapmaları için gerekli belgeleri ayarladım. bavulumu yeniledim, götürülecek eşyaları düzenledim paketledim. akşam istanbul'a  iş aramaya gittiğimi bilen ama orada iş bulamayıp geri döneceğimi zanneden babamla konuşmaya çalıştım. daha önceleri bu fikre sinirle saldıran babam taktik değiştirdi, duygusallığa vurdu. yemek masasında en son hatırladığım annemin benim ve babamın ağladığıydı.

sonra klasik karya oldum, günlerce  yattım, ağladım, telefonu kapadım şu bu

"yeni bir hayata başlarken her şeyi göze almak lazımmış"

göze alamadığım kırgınlıklara yenik düştüm. benden istenilene saygı duydum, başkalarına göre olması gerekeni yaşamaya karar verdim. 

karya'nın bilmem kaçıncı "ben artık istanbulda yaşayacağım ben orada mesudum  temalı kaçışı, arayışı, planı, çabası" bilmem kaçıncı kez yalan oldu.

bizim burada bir söz vardır. götü olmayan mantara çıkmasın diye. bu sefer götüm vardı, mantar da toplamak üzereydim ama hatam yorulup bir köşede bir ağaca yaslanma isteğim oldu.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder