11 Nisan 2011 Pazartesi

gittiler


Gittiler
Zaten hiç gelmemiş gibi bırakıp evleri
Perdeler çekik
Çarşaflar temiz
Bir tek kapı bildi varlıklarını
Elleriyle dokunmuşlardı istekle
Açmak için ona…
Şimdi ise kaçar adım hızla çarparak kapadılar onu
Sanki hiç onlar açmamış gibi

10 Nisan 2011 Pazar

Kırdım

Ve simdi darmadağın benlıgım

Kendimi bilmem kaçıncı kez kırdım

Ve çözüm üretmek, özür dilemek, kırılan parçaları toplamak onları onarmak öylesine bile olsa yağıstırmayı denemedim

Bir başkası olsaydı napar eder bir şey yapardım olumlu etiketli

Ama yapamıyorum simdi

Kırdım

Kendimi sayamadığım kez kırmışlığıma ve bir daha yapmam dememe rağmen gene kırdım

Dağınık simdi beynim kablım ruhum bedenim

Bir insanı kaça bölebileceksek o kadarım işte

Yasadıklarımı kar saymanın bile hata olduğunu düşünüyorum sımdılerde

Ne yasıyorum

Amaç neydi nıcındı nasıldı… ah hepsi unutuldu

Soru cevapların karsısında daha büyük soru ısaretlerım var

Ve gene kırdım

Daha öncekilerden fazla bu sefer

8 Nisan 2011 Cuma

ölsem ne güzel olurdu oysaki

ölsek ne güzel olurdu
bahar depresyonu mu acaba dıyorum
yok dıyorum daha oncekıne benzemıyor
sonra ama sende daha oncekı halıne benzemıyorsun dıyorum
kafam karmakarısık ama ölseydık ıyıdı dıyorum hala

ölmk ıstıyorum, birşey yapasım yok
zaten yasşamımda cok gereksız gıbı
kendımden tıksınıyorum
sevebılecek hıc bısıyım kalmadı gıbı
zaten hıc yoktular galıba
oyle ıste
garıbım

4 Nisan 2011 Pazartesi

gir çık, gir çık, git gel , git gel ay gene gel

olan bitenlerden sonra, en gereksiz ya da gerekli en doğru ya da yanlış artık her ne ise , bir garip özelliğim var, huyum var. olan bitenlerin nedenlerini sorgulamak... ne yitirdik neyimiz kaldı neden oldu nasıl oldu niçin oldu, olmasına kim neden oldu başlıkları altında çıkan sonuçtan kendimi sorumlu tutarım. bak gene öyle bir hal içindeyim

neden oldu, nasıl oldu, kim vardı kim kaldı...

birileri giriyor hayatıma ya da girdiklerini sanıyorlar. kız erkek fark etmez. zaten cinsiyet yok ki dünyanda sadece insan var... neyse

giriyorlar hayatıma, kendilerinde bir yer düşünüyorlar, bir yerde tutulduklarını sanıyorlar hayatımda sonra bir şeyler oluyor, yine kendi kendilerine hayatımdan çıkmak istiyorlar, uzaklaşıyorlar ya da daha fazla yakınlaşmayı planlıyorlar. ama sormuyorlar ki, kadın sen ne istiyorsun?

kimseye sözüm yok, kimseye yaparım kesin dediğim bir şey yok. kimseye sensiz olmam da demedim, kimse bensiz olmasın da istemedim.
,sadece bir şeyler paylaşalım istedim, sadece şuan var olalım. zevk alınan şeyi yapalım. şarkı mı şarkı dinleyelim, sohbet mi sohbet edelim, kötü günde yanında mı olalım, olalım. istediğinde var mı olalım, olalım

ama sonra bir bakıyorum yaptığım onların istediği olduğuna rağmen yine de yaranamıyorum. ne yapmalıyım ki, cidden bilmiyorum. işin içinden çıkamıyorum. kimseye bana ters olmasına rağmen yeter be, sen ne diyorsun, hayır ya saçmalıyorsun demediğim, onlara sırf o an bunu istediler diye ayak uydurup ve alttan alttan güzelce böyle olmamasını gerektiğini bildiğimi söylememe rağmen yaranamıyorum.

karar verdim , hayatıma girmelisin sen diyen 10 dakika sonra hayatımda olmamalısın hadi güle güle diyor.

yapmayın bana bunu artık yeter.
zaten uzun süredir kendimleyim, her şeyden çok sıkıldım. kendimden yeteri kadar soğudum. kendimi bile terk edemezken insanların girip girip çıkmalarından bıktım.

gir çık gir çık,git gel git gel
her gelende aynı eylem
acaba ben mi seçemiyorum doğruyu. oysaki doğruyu da aradığım yok, sadece bu an iyi olsun istiyorum ama saolsunlar o anı bile bana haram ediyorlar.

o yüzden en iyi ki peyk dinlemeli, susmalı artık kapıları kapamalıyım. zaten içimdekiyle yeteri kadar dolu, boş,iyi kötü yaşıyorum. yeter!


3 Nisan 2011 Pazar

Hotaru no Haka- grave of the fireflies

uzun süredir film izlemiyordum. evdeki eski cdlere göz atarken bir hazine ile karşılaştım, onlarca film...

grave of the fireflies adlı ateşböceklerinin mezarı olarak türkçeye çevrilmiş enfes bir anime beni bekliyormuş yıllardır. aslında önce kız kardeşimle göz attık, hatta ben lan bilnur 1988 yılı yapımıymış, senle yaşıt film demiştim, acı kokusunu hissetmiş ama pek önemsememiş göz atıp bir kenara kaldırmıştım. uyuyamıyorum ya bu ara, can sıkıntısı gece 2 gibi başladım izlemeye


Grave of the Fireflies (1988) Trailer Kelebegin_Gunlugu

fillerin altında ezilen çimenlerdenseniz ya da insansanız ve çimenlere değer veriyorsanız, çok tanıdık bir hayata göz atmak için izleyin, izlemiş olmalısınız zaten bu güne kadar... geç kalan benim

durun ben gene izleyeyim, belki setsuka'ya şeker uzatırım, ölmesine engel olurum

eski albümlerden medet ummak



eskilerde ne var acaba diye baktım bir haftadır eski fotoğraflara, eski albümlerden medet umdum hatta.

belki gördüğüm bir yer, insan bir kocaman anının içine atar beni ve mutlu olurum diye düşündüm

sosyal paylaşım sitesi adı altında asosyal bünyelerin tüm gün vakit geçirdiği siteye eski fotolardan albümler yaptım

2006 yılında gittiğim kazıya dair fotoğraflara bakıp eski arkadaşları yad ettim, eski fotolarıma bakıp ne kadar genç mişim dedim ve dahası
ama hiç birinde kocaman bir mutluluğun içine dalamadım daha çok hüzünlendim.

hüzün ki en çok yakışan şey bize dedim sonra

yakışan ne bana bilemezken , bilinmezliğin içinde nedir özel anlamı bilmediğim bir şarkıya takıldım...

en iyisi dinleyelim, eski albümleri yakalım.
her şey geride kaldı deyip susalım